///

Konuşmamız Lazım

1947 doğumlu İngiliz asıllı Kanadalı, davranışsal psikiyatr ve bilgisayar bilimci Geoffrey Everest Hinton, en çok Yapay Sinir Ağları (YSA) konusunda yaptığı çalışmalarla tanınıyor. 2013 yılından beri hem Google (Google Brain) hem de Toronto Üniversitesi’nde çalışan Hinton 2018 yılında, modern bilgisayar biliminin kurucularından

//

Bodrum’un Karanlık Geleceği

Antikçağdaki adı Halikarnassos olan Bodrum, tarihin söylencelere değil, olgulara dayanarak yazılması gerektiğini savunan, bu nedenle Homeros’u eleştiren ve tarih biliminin kurucusu olarak bilinen Herodotos’un memleketidir. Türk edebiyatının en önemli isimlerinden birisi olan ve “Halikarnas Balıkçısı” takma adını da kullanan Cevat Şakir Kabaağaçlı da uzun

/

Evde Kalmak Ya Da Evden Kaçmak

Giriş 1995’te İletişim ve 2014’te Kült Neşriyat tarafından yeniden yayınlanan Eve Dönmek İstemiyorum adlı ilk kitabımda insanlık denen şeyin kaderini belirlemiş “ev” düşüncesini Antik Yunan edebiyatının ilk yapıtından, yani Odysseus’tan itibaren izini sürmüş, günümüzdeki kimlik politikaları ile ilişkilendirerek imkânsız bir aşk hikâyesinin

//

Welt Am Draht

İlkokulu yeni bitirmiş olmalıydım, yetmişlerin sonlarıydı. Siyah önlüklerimiz, beslenme çantalarımız vardı, Milliyet Çocuk, Teksas-Tommiks ve eczanelerde satılan Matchbox arabalardan sonra en büyük eğlencemiz tek kanallı siyah beyaz televizyonumuzdu. Ders aralarında Uzay 1999’culuk oynadığımızda hep Alan olurdum. Kumral arkadaşım Nalan Maya, sarışın Tijen

/

Tahrip Etme Üstüne Bir Deneme – son

6. heidegger Haydi yeniden taş ile devam edelim. Bu defa Heidegger’deki taş ve hayvan değerlendirmelerine bir göz atalım. Yerçekimine tabi olarak, taş üstünde yattığı yer ile temas halindedir. Öte yanda taşın yer ile temas edişi ile taşın üstündeki kertenkelenin taş ile teması

/

Şu Eşitlik Meselesi

Abbey Lincoln’un Upper West Side’daki evinde bir pazar günüydü. Hava soğuk, keskin, güneşli; sohbet sıcaktı. Sohbet derken, hayranı olduğunuz biriyle sohbetin dinamikleri nasılsa öyleydi; kartların eşit dağıtılmadığı bir sohbetti. Philippa ve ben Abbey’nin ağzının içine bakıyor, anlattıklarını kavramaya çalışıyorduk. Birkaç ay sonra

/

Dikenli tellerin önünde, soğuk suların içinde

Bu sayı için başka şeyler yazacaktım, güzel şeyler, hayatımızın küçük renkleriyle ilgili. Ama çoluk çocuk sınırlara, dikenli tellerin önüne yığılan, soğuk bir sabahta Ege’nin buz gibi suyuna – oysa biz tatile gittiğimizde güneşin altında ne hoş, ne tatlıdır aynı su –yarı bellerine

/

Tahrip Etme Üstüne Bir Deneme – 2

3. haz Bir başka sanat yapıtında, Pieter Quast’ın Handa Kavga Eden Köylüler (1630) adlı gravüründe şiddetin haz ile harmanlandığı garip bir tahrip sahnesi vardır. Ortada dizleri üstüne yığılmış bir kişiye aklını kaybetmiş gibi görünen üç köylü saldırmaktadır: biri bıçak ile tehdit etmekte,

/

Kıyamet, Hemen Şimdi…

1980’lerin ilk yıllarıydı. Philadelphia’nın bana yabancı sokaklarında aylak aylak dolanıyordum. Bir sokak sanatçısı-ki o yıllarda onlara da yabancıydım-Afrika ritimleri eşliğinde hem dans ediyor, hem de dünyanın yaklaşmakta olan sonuyla ilgili bir diskur çekiyordu. Bedenini kullanma biçiminden klasik eğitimli, kullandığı dilden de entelektüel