Cinsiyet Ayrımı Yapmayan Oyunculuk Ödülleri Kadınların Görünürlüğünü Azaltır Mı?

/

Geçen günlerde, Berlin Film Festivali, cinsiyete duyarlı bir film endüstrisi yaratmak amacıyla cinsiyet ayrımı gözetmeyen oyunculuk ödülleri vereceğini açıklamıştı. Berlin Film Festivali yönetmenleri Mariette Rissenbeek ve Carlo Chatrian, “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Kadın Oyuncu” ödülleri yerine cinsiyet ayrımı yapmayan ödüller olacağını duyurmuştu. Ancak sosyal medyada bir grup, konu hakkındaki endişelerini paylaşıyor. Cinsiyet ayrımı yapmayan ödüllerin iyi bir hamle olduğu, sinema sektöründeki toplumsal cinsiyet eşitlik arzusunu yansıttığını ancak sektörde erkeklerin ağırlıkta olduğu ve dikkat edilmezse erkek egemen sisteme dönüşerek kadınların görünürlüğünü daha da azaltabileceğine dair yorumları yapılıyor. Çünkü, mesele ödüller için aday gösterilecek türden rollerde, kadınlara, erkekler kadar sık rol verilmiyor olması.

MTV Bu Uygulamaya 2017’de Başladı

MTV Film Ödülleri, 2017’de cinsiyet ayrımı gözetmeyen oyunculuk ödülleri ile bir ilki gerçekleştirmişti. MTV, geleneksel “En İyi Erkek Oyuncu” ve “En İyi Kadın Oyuncu” kategorileri yerine “En İyi Film Oyuncusu” ve “En iyi Dizi Oyuncusu” kategorilerini tanıttı. Hatta o yıl Emma Watson, Güzel ve Çirkin filmindeki rolüyle “En İyi Film Oyuncusu” dalında cinsiyet ayrımı gözetmeyen ilk MTV ödülünü kazandı.

‘Oyunculuk Kendini Başka Birinin Yerine Koyma Becerisiyle İlgili’

Emma Watson ödülünü alırken: “Adayları cinsiyetlerine göre ayırmayan ilk oyunculuk ödülü, insan deneyimini nasıl algıladığımız hakkında bir şeyler söylüyor” dedi. Watson: “MTV’nin cinsiyetsiz bir oyunculuk ödülü oluşturma hamlesi herkes için farklı bir anlam ifade edecek. Ama bana göre bu, oyunculuğun kendini başka birinin yerine koyma becerisiyle ilgili olduğunu ve bunun iki farklı kategoriye ayrılması gerekmediğini gösteriyor.”

Asia Kate Dillon’ın Sorusuyla Başlayan Mücadele

Ünlü oyuncu Asia Kate Dillon’ın Emmy Ödülleri’ne aday olmasıyla beraber cinsiyet ayrımı belirtmeyen ödül fikri gelişmeye başladı. Organizatörler, ünlü yıldıza kendini nasıl tanımladığını sorduklarında Dillon’ın, non-binary (ikili olmayan) olarak tanımladığını söylemesi, cinsiyet ayrımı gözetmeyen ödüllerin uygulanmasına vesile oldu.

Dillon, Emmy organizatörlerine: “Sizin gözünüzde “aktör” ve “aktris”in anatomi mi yoksa kimliği mi ifade ettiğini ve neden her ikisini de en başta belirtmek gerektiğini bilmek isterim?” diye sorarak sorunu gündeme getirmesinin ardından, Emmy Akademi Ödülleri bu soruya: “Herhangi bir nedenle herkesin herhangi bir kategori altında değerlendirilebileceğini” söyleyerek oyuncuyu destekledi. Dillon daha sonra Variety dergisine verdiği röportajda, Emmy’nin çok destekleyici olduğunu ve bundan dolayı mutlu olduğunu da belirtti. Bu yaşananlardan sonra MTV 2017’de cinsiyet belirtmeyen ödül kategorilerini duyurdu.

İlginizi çekebilir:  Atlas 1948 ile MUBI'den İş Birliği

Erkek Egemen Film Endüstrisi Endişesine Sebep Oldu

Hannah Jane Parkinson, 2017 yılında The Guardian gazetesinde yazdığı yazısında, MTV’nin bu adımını yorumladı. MTV’yi takdir ederken; kadınların eğlence sektöründe hâlâ var olma uğraşı verdiklerini söyleyerek; bu kararın kadınların görünürlüğünü azaltacağına dair bir yorum getirdi. Cinsiyet ayrımı yapmayan ödüllerin aslında iyi bir fikir gibi göründüğünü; ancak pratikte, aslında teşvik etmek istedikleri eşitlik ilkesini zayıflatabileceğinin altını çizdi. Cinsiyet ayrımı yapmayan ödüllerin detaylarına dikkat edilmezse erkek egemen bir sisteme dönüşebileceği; erkeklerin hali hazırda baskın olduğu eğlence sektöründe kendileri üretip, yönetip, onayacakları endişesini dile getirmişti. Berlin Film Festivali’nin benzer kararından sonra, sosyal medyada bir grup konu hakkındaki endişelerini paylaştı.

Hollywood’un Toplumsal Cinsiyet Sorunu

Hollywood’un yıllardır konuşulan toplumsal cinsiyet sorunu dile getiriliyordu: Kadınlara, ödüller için aday gösterilecek türden rollerde erkekler kadar sık rol verilmiyor olması. Tam da bu sebepten 2007’de kurulan Women and Hollwood sitesi de Hollwyood’daki cinsiyet eşitliği çağrısını yapmak için çalışıyor. USC Annenberg Inclusion Initiative’e göre, 2019’daki en yüksek hasılat yapan 100 filmin neredeyse 11’i kadın yönetmenler tarafından çekildi, 2018’de ise bu oran sadece %4.5. 2020’de ise Altın Küre, BAFTA, Yönetmenler Loncası veya Oscarlar tarafından uzun metrajlı film yönetmenliği ödülüne hiçbir kadın yönetmen aday gösterilmedi. Kadın yönetmenlere yer verilmemesi cinsiyet belirtmeyen “En iyi Yönetmen” dalının sorgulanmasına da sebep oluyordu. Film sektöründe hali hazırda kadın varlığının az olması sosyal medyada Berlin Film Festivali’nin bu kararının da eşitsizliğe sebep olabileceği endişesini beraberinde getirdi.

Previous Story

“Açık Havada OMM Sineması” Başlıyor

Next Story

Da Vinci Tasarımları Ardındaki ‘Karanlık’ Sır

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.